Avrupa Rüyası Otobüsle Avrupa Turu
 

Drakula’nın Şatosunun Hikayesi

Romanya‘da Bran kenti yakınlarındaki Drakula’nın Şatosu namı diğer Bran Kalesi, Braşov çevresinde bulunan ulusal bir anıt ve sınır nişanı. Erdel Prensliği ve Eflak sınırları arasında yer alan ve ismini yazar Bram Stoker’ın hayali karakteri olan Drakula’dan alan yapı, Drakula’nın Kalesi olarak biliniyor. Bununla beraber Stoker’ın bu kale hakkında bilgisi olduğuna dahil herhangi bir kanıt yoktur, ancak Stoker’ın Drakula’yı oluştururken Kazıklı Voyvoda’dan ilham aldığına dair bir çağırışım yapılabilir. Osmanlılara karşı savunma amaçla inşa edilen Drakula’nın Kalesi’nin efsanesine benzer yapılar arasında yine Romanya’daki Poenari Kalesi ve Corvin Kalesi bulunuyor. Günümüzde Kraliçe Marie tarafından toplanan mobilya ve sanat eserlerinin sergilendiği bir müze olarak hizmet veren müzede, rehberli turlar eşliğinde ziyaret edebilirsiniz. Tepenin aşağısında ise geleneksel Romanya köylerinin canlandırıldığı bir açık hava müzesi de bulunuyor.

Drakula’nın Şatosunu Keşfediyoruz!

avrupa rüyası bran kalesi

Bram Stocker ve Drakula’nın Şatosu

Hemen herkes Bram Stocker’ın meşhur kitabından dolayı Drakula hakkında bir şeyler duymuştur. Herkesin bilmediği şey ise yazara bu kitabın ilhamını veren yapının Bran Kalesi olması. Bram Stocker’ın anlatımında kaleden ilham aldığını gösteren üç ip ucu var: Muhteşem sarp kayalıkların köşesi, derin bir yarığın arasından akan gümüş nehir ve derin bir vadinin olduğu ormanlar… Aslında Bram Stocker Romanya’ya hiç gelmedi ve tüm yazdıklarını Clad Dracul ile Bran Kalesinin fotoğraflarından ve hikayelerinden ilham aldı. Yarattığı karakter olan Vlad Tepes adında cani bir adamdı. Kanunlara uymayanları çok vahşi metotlar kullanarak öldürüyordu. Bran Kasabası’na geldiğinizde gerçek ile mitin karışımı birçok hikâye dinleyeceksiniz. Bran Kalesini bulduğunuzda ise tarihi kitaplar ve belgelerin yanında vampirlerle ilgili kanlı hediyelik eşyalar da satın almanız mümkün.

avrupa rüyası drakula'nın şatosu

Drakula’nın Şatosu’nun Tarihi

Romanya’nın en önemli eserlerinden biri olan ve Brasov’un 30 km yakınlarındaki Bran Kalesi’nde yer alan Bran Kalesi’nin tarihi 1377’de Bran’da yeni bir taş kale inşa edilmesi ile başladı. Töton şövalyeleri 1226’ya kadar bu bölgede yaşıyordu. Bran adındaki ahşap kale ise Transilvanya’yı korumak üzere yapılmıştı. 1388’de tamamlanan kalenin hem savunma hem de gümrük noktası olarak iki farklı özelliği vardı. Osmanlı tehlikesi o dönemde çok güçlü olduğundan Bran Kalesi’nin de stratejik önemi bir anda artmıştı. Transilvanya ve Wallachia arasındaki konumunu stratejik bir avantaja çevirmek için hızla taştan bir kale yapılmaya başlandı. Bu stratejik hamle ile yapılan yeni kale politik olarak da çok büyük bir önem kazandı.

Vlad Tepes’in Hikayesi

Tahtını kaybeden Transilvanya voyvodası John Hunyadi, Vlad Tepes’i Walachia’nın hükümdarı ilan ederek Walachia ile Transilvanya arasındaki stratejik yolu korumasını istedi. Tam da bu nedenle, Vlad Tepes ile Bran Kalesi arasında tarihi bir bağlantı bulunuyor. İlk döneminde Vlad Tepes, Transilvanyalıların yanında yer alarak Osmanlıya karşı savaştı. İkinci döneminde ise Bran şehrini fethederek çok fazla Saksonyalıyı öldürdü.

17 ve 19.yüzyıllarda Bran Kalesi Habsburg ve Avusturya imparatorluğunun bir parçasıydı. 1836’da ise stratejik ve askeri önemini Walachia ile Transilvanya arasındaki yol değiştirilince ise önemini kaybetti. 1920’de restore edilerek Romanya Kraliyet Ailesi’nin bir parçası haline geldi. Dilerseniz Bükreş’ten Bran’a giderken yapıya uğrayıp çok güzel bir deneyim yaşayabilirsiniz.

avrupa rüyası kont drakula

Drakula’nın Şatosunun Hikayesi

Dağların yanından geçerek taşların arasında gizlenmiş olan Bran Kalesi’ne gitmek oldukça keyifli bir yolculuk. Yakınına geldiğiniz zaman kendinizi eski zamanlara dönmüş gibi hissedebilirsiniz. Kilometrelerce uzaktan görünebilen bu devasa taş yapı ona yaklaştıkça daha da büyüyor. Ve nihayetinde dibine geldiğinizde ise devasa avlusunda orta çağlara zamanda yolculuk yapmış ve Drakula’nın varlığını ensenizdeymişçesine hissedeceksiniz! Bu duyguyu ayrıldığınızda da hissedebilmeniz için pek çok butik ve antikacılardan hatıra veya hediyelik eşya alabilirsiniz. Kaleye girdiğinizde ise, içeriden kalenin ne kadar büyük olduğuna inanamayacaksınız. Mistik yolculuk Bran Kalesi’nin bahçesine doğru devam ediyor ve büyük bir ahşap kapı sizi içeri davet ediyor.

Küçük odalar, küçük merdivenler, büyük duvarlar, iç avlunun sessizliği ve kokusu sizi geçmiş çağların ortasında kaybolmuş hissiyatı veriyor. Bu his zamanla size burada yaşanmış hikayeleri fısıldamaya başlıyor ve işte o anda Drakula’nın Şatosu’nun ne kadar ilham verici bir yer olduğunu anlıyorsunuz. Aradan uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen buranın hala bir ruhu olduğunu ve açıklayamadığınız bir yaşamın hala var olduğunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Avrupa Rüyası ile Bran Kalesi’ni keşfedin!

Drakula’nın Şatosu (Bran Kalesi) kesinlikle görülmeye ve hissedilmeye değer bir yer. Bir masal ile tarihin etkileyici birlikteliği sizi bambaşka bir dünyaya götürebilecek kadar güçlü. Kuzey Avrupa Turu ve İskandinav Rüyası ile ziyaret edebileceğiniz Drakula’nın Şatosu, ekstra tur ücreti ödemeden görebileceğiniz bir Avrupa Rüyası ayrıcalığı.

Yazan: Peril Cantürk

Yorum yok

YORUM BIRAKIN

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.